25 Aralık 2019 Çarşamba

16 Aralık 2019 Pazartesi

Otoriter konsolidasyonun kapısı aralandı

Bu yazı ile içinden geçmekte olduğumuz süreci biri tarihsel, diğeri kavramsal iki temel argüman ile ele alarak, 2020 Türkiye’si ve sonrası için bir otoriter konsolidasyon ihtimalinin belirdiği görüşümü tartışmaya açmak istiyorum.

Tarihsel argüman, daha çok dönemlendirme ile ilgili. 2018-2019 krizinin, 2013 sonrasında iç içe geçmiş birikim rejimi krizi ve devlet krizi döngüsünün bir halkası olarak ele alınması gerektiğini önereceğim. Bu anlamıyla yazının odak noktası 2018-2019 krizinin iç dönemlendirmesi değil, bu krizin içinde yaşandığı konjonktür. 

Kavramsal argüman, krizi hangi kavramsal çerçeve ve araçlarla açıklayacağımız üzerine. Olayların sıcaklığı geçmeye başladıkça, Türkiye ekonomisindeki 2018-2019 krizi üzerine akademik makaleler yavaş yavaş yazılmaya başlanıyor. Elbette her akademik disiplin kendi meşrebince konuyu ele alacak. Ancak devlet teorisi olmayan iktisadi analizler ile birikim modelinin temel özelliklerinden habersiz siyasi analizlerin bizi isabetsiz sonuçlara ulaştırageldiğini hatırlatmak istedim. Bu nedenle, daha önceki yazılarda kısaca değindiğim yapısal kriz kavramını ve bunun bileşenlerini açacağım.

Bu yazı, tamamlanmış bir öneriden ziyade, bir zihin egzersizi ya da daha sistematik bir tartışmaya davet olarak da alınabilir.

6 Aralık 2019 Cuma

Asgari ücret 2020'de ne kadar olmalı?

İşçi, işveren temsilcileri ile Erdoğan yönetimi adına Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmet Bakanının yer aldığı Asgari Ücret Tespit Komisyonu ilk toplantısını hafta içinde düzenledi. 10 Aralık’ta ikinci toplantı düzenlenecek, ay sonu gelmeden asgari ücret ilan edilecek.

Kredileri takipte, büyümenin peşindeyiz

Geçtiğimiz hafta 22 Kasım’da Ankara’da düzenlenen TÜSİAD Ekonomik Araştırma Forumu Paneline dinleyici olarak katıldığımda Türkiye’nin takipteki krediler sorununa ilişkin somut ve detaylı bir çözüm önerisi duymayı beklemiyor, konuşmacıların ve dinleyicilerin her beş-on kelimesinden birisinin şeffaflık olabileceğini kestiriyordum.

Alkışlarla Yaşıyorum: Sağlık bütçesi ve harcamalarla iftihar

Canlı yayınlanmayan bütçe görüşmelerini “mutlu mutsuz bakışlarla” tutanak okuyarak takip ediyorum. Plan ve Bütçe Komisyonunda, 12 Kasım’da Sağlık Bakanı’nın kendi bürokratlarınca alkışlanması sonrasında ise birkaç gündür içimi kemiren sorular mevcut:

Serveti mi vergilendirecekler? Hadi canım!

2020 yılı için merkezi yönetim bütçe teklifi ve sonrasında vergi düzenlemesinin Meclis’e sunulmasıyla birlikte önümüzdeki yıla dair Erdoğan yönetiminin hesapları biraz daha netlik kazandı. Elbette geçen yılın bütçe teklifinde öngörülmeyen harcamalar ve aktarımların 2019 içinde yapıldığı, idarenin zaten pek vergi toplamadığı vurgulanarak itiraz geliştirilebilir. Yine de bütçe teklifi elimizdeki en kapsamlı vergilendirme ve harcama öngörüsünü oluşturuyor.

Hazine'ye gerçekleşmemiş gelir aktarmak mümkün mü?

Borç ödemeleri baş ağrıtıyor ve ağrıtacak. Görünüşe bakılırsa 2018’de Yeni Ekonomi Programı açıklandıktan sonra yapılanların benzerini 2019 sonunda ve 2020’de yapma isteği Saray koridorlarında dillendiriliyor.

Bilinmeyen bir işsizlik bölgesine giriyoruz

Türkiye ekonomisinin durgunlaşma eğilimi devam ediyor. Yaz aylarında faiz indirimi ve küresel parasal genişleme çevrimi etkisiyle görülen hareketlenmenin üretim faaliyeti ve satış hacmine kayda değer etkide bulunmadığı, söz konusu olanın toparlanma ve atılım değil durgunlaşma olduğu ortaya çıktı.

Yeşil Yeni Anlaşma nasıl finanse edilir?

Küresel tartışma düzleminin 1930’ları sıklıkla hatırlattığı son yıllarda üretkenlik düşüşünün devam etmesi ve küresel toparlanmanın görülmemesi nedeniyle yapılan öneriler 1930’ların terimlerini sıklıkla kullanıyor. En son, geçtiğimiz hafta yayımlanan UNCTAD 2019 raporu Küresel Yeşil Yeni Anlaşma çağrısında bulunurken ekonomik buhran ve çevresel çöküş tehditlerine karşı harekete geçme çağrısında bulundu.

Borçlu ve kaygılı: Gelir ve yaşam koşulları özeti

Türkiye İstatistik Kurumu 2006 yılından bu yana her yıl gelir dağılımı ve yaşam koşullarına dair veriler yayımlıyor. Geçtiğimiz yıl için veriler 18 Eylül’de açıklandı. Elimizde daha kapsamlı ve süreklilik arz eden bir gösterge ya da araştırma bulunmadığı için çeşitli veri toplama sorunlarına karşın dikkate almamız gereken bu sonuçlardan bir derleme yaptım. Karışık bir resim var önümüzde: Kaynayan, gelir adaletsizliği nedeniyle canı burnunda olması beklenecek bir toplum ama bir yandan da bazı grupların kendisini AKP ile özdeşleştirmesine izin verecek kadar yükselebildiği bir resim… Hayatımızın resmi.

13 Kasım 2019 Çarşamba

Post-Neoliberal Otoriterizm

2019'deki 'isyan dalgası' ile ilgili özellikle soldan gelen pek çok iyimser yorum okuyorum ama 'neoliberalizmin krizi' otomatik olarak 'sola dönüş' anlamına gelmeyebilir. Aksine, otoriter bir post-neoliberalizm modeli gelişebilir. Bu konuyu ileride detaylandıracağım. Burada kısaca birkaç not aktarayım.

19 Eylül 2019 Perşembe

Belirsizlik sarmış dört bir yanı

Küresel piyasalarda negatif faizli tahvil hacminin 15 trilyon doları aşması sonrası küresel kriz beklentisi artıyor. Almanya ekonomisinin resesyona girmesi beklentisi yaygın, Brexit sonrasında ya da muhtemel bir seçim öncesinde İngiltere ekonomisinde ne kadar daralma gerçekleşeceği tartışması sürüyor. ABD’de 10 yıllık tahvil getirisinin iki yıllık tahviller altına inmesi sonrasında daha önceki 50 yılda gözlemlendiği üzere yine resesyon deneyimlenmesi ihtimali mevcut.

13 Eylül 2019 Cuma

TCMB'nin 12 Eylül 2019 Tarihli Toplantısı: AKP’nin Talihi Bir Kere Daha (mı?) Dönüyor

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) bu yılın altıncı toplantısını yaptı ve politika faizini 3,25 puan indirdi. Banka, Nisan’da gevşeme sinyali vermişti ama birikimli faiz indirimini ancak Temmuz’da yapabildi. Geçtiğimiz ay ile birlikte düşündüğümüzde toplam 7,5 puanlık faiz indirimi yapılarak, bir yıl sonra Eylül 2018’de 6,25 oranında yapılan faiz artışı geri alınabilmiş oldu. Banka’nın bu kararı alabilmesindeki en önemli değişken, küresel finansal çevrimdeki değişimdir. 

2 Eylül 2019 Pazartesi

Döviz Krizinin Birinci Yılında Ekonomik Gidişat

Bu röportaj, 02.09.2019 tarihinde Cumhuriyet'te yer aldı. Gazete'de muhtemelen yer sorunu nedeniyle bazı yanıtlar kısaltılmış. Röportajın tam metnini buradan okuyabilirsiniz.

23 Ağustos 2019 Cuma

Dört soruda Türkiye’nin otoriterliği ve kriz yönetimi

Türkiye’nin ağır krizi geride bırakılamıyor.

Geriye dönüp baktığımızda 2018 başlarında çok sayıda işaretin birden belirmiş olduğunu bugün daha net söyleyebiliyoruz. Geçtiğimiz yılın Mayıs ve Ağustos aylarındaki kur krizlerini kredi çöküşü takip etti. Enflasyon 2018 bitmeden son 16 yılın en yüksek seviyesine geldi. Sanayi üretimi geriledi, inşaat sektörü durdu ve sadece inşaat sektöründe 2018 baharından 2019 baharına kadar geçen sürede yarım milyondan fazla insan işini yitirdi. İşsizlik tarihimizin en yüksek seviyelerine fırladı.

12 Ağustos 2019 Pazartesi

Ekonomide devridaim makinesi

Komşunun kuyusunu kazma politikalarının dünya ekonomisinde ön plana yerleştiği zamanlar öngörülemezliğin artmasına işaret ediyor. ABD’nin Çin’i döviz kurunu maniple etmekle resmen suçlaması kur savaşı ihtimalini ve dünya ticaretinde belirsizlikleri artırdı. Aynı dönemde ise faiz düşerken, Türk Lirası değer kazandı. Durum, Türkiye’de öngörülebilirlik artıyor anlamına mı geliyor?

29 Temmuz 2019 Pazartesi

Merkez Bankası ne yapmak, nereye varmak istemektedir?

Bağımsız bir Merkez Bankası olmadığı için belki de başlığı ‘Erdoğan yönetimi ne yapmak nereye varmak istemektedir?’ şeklinde değiştirmek gerekirdi. MB Başkanı’nın görevden alınması öncesinde başlayan faiz indirimi beklentisi son iki haftada kesinlik kazanmıştı. 100 baz puanla başlayan tahminler, Para Politikası Kurulu toplantısı öncesinde 400 baz puana kadar çıkmıştı. Dünkü toplantıda, temkinli davranma uyarılarına aldırmadan enflasyon görünümündeki iyileşme gerekçesiyle 425 baz puan indirim geldi.

22 Temmuz 2019 Pazartesi

On Birinci Kalkınma Planı ve tekinsiz itiraflar

Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’ndeki ilk Kalkınma Planı 8 Temmuz’da Meclis’e gönderildi ve üzerine görüşmeler başladı. Plan, temel hedeflerin önceki plana göre farklılaşması kadar çeşitli ve garip kuramsallaştırma girişimleri ile de gündeme geldi. Türkiye’de gündem çok hızlı değişse de daha çok konuşulacak bu metne değinmek gerekiyor.

Hard kapitalizmde başkanlık

Sömürü düzeni içindeyiz. Ama içinde olduğumuz, emekçinin canını alan, canını alana kadar da dünyaya geldiğine pişman eden versiyonu. Yol Tv’den Özge Uyanık’ın uzattığı mikrofona konuşan Azadî Kaya’nın feryadı duyulmaya değer. “Bu devlette hard kapitalizm var, leşçi, can alıcı” diyordu yenilenen İstanbul seçimi öncesinde.

25 Haziran 2019 Salı

Aftershocks in the Power Bloc: Increasing Tension between the Big Bourgeoisie and the Government

In last month’s piece, I addressed the setback of the Justice and Development Party (AKP) and National Movement Party (MHP) alliance in the 31 March 2019 local election, and post-election turbulence in the political wing of the power bloc. In this article, I focus on the increasing tension between the big bourgeoise and the government in Turkey as part of the aftershocks in the power bloc. Given that increasing tensions in the power bloc are closely linked to the OECD’s latest Turkey assessments, I discuss this topic through the latest predictions of the Organization of Economic Cooperation and Development (OECD) about Turkey’s economy. 

Delayed Austerity: Widening Cracks in Turkey’s Ruling Coalition after the 31 March 2019 Local Elections

As in the 7 June 2015 general election, Turkey’s ruling coalition experienced relative failure in the 31 March 2019 local elections. This failure was difficult to digest and delayed the implementation of a tough austerity program announced before the elections. I focus here on crucial developments starting a week prior to these local elections. 

15 Haziran 2019 Cumartesi

Ekonomik fırtına: Öncesi sessizlik mi?

Amerikan Merkez Bankası’nın haziran ayında faiz indirimine gitmesine yüksek olasılık, o olmazsa temmuz ayında indirim gerçekleştirmesine kesin gözüyle bakılıyor. Sene bitmeden bir indirim daha gelmesi bekleniyor. Bu gelişmeler kısmen dolar endeksine ve küresel Güney ülkeleri para birimlerine yansıdı. Türkiye’de mayıs ayında en çok getiri sunan yatırım aracı yine de dolar olurken, bahsettiğim son gelişmelerin Türkiye’deki yabancı para mevduatlarına yansıyıp yansımayacağı sorusu İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi sonrasına kalmış duruyor.

12 Haziran 2019 Çarşamba

TCMB'nin 12 Haziran 2019 Kararı: Ertelenen Faiz İndirimi

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) bu yılın dördüncü toplantısını yaptı ve faiz oranlarını sabit tuttu. Bu karar bir bakıma faiz indiriminin ertelenmesi anlamına geliyor. 

31 Mayıs 2019 Cuma

KÖİ maliyeti belirginleştikçe batış da netleşiyor

Tasarruf vaadinde bulunan, bunu yap(a)madığı gibi bütçeyi alt üst eden bir ekonomi yönetimi ile karşı karşıyayız. 2019 ilk çeyreğinde, çeyreklik bazda daralmanın aşılması ihtimali üzerinden krizden çıkış pazarlaması planlayan bir ekonomi yönetimi ile… 2019 yılı ilk dört ayında verilen 54,5 milyarlık bütçe açığı, yıllık hedefin yüzde 68’i. Son 12 ayda verilen faiz dışı açık yeni bir rekor kırarak 99,2 milyar TL’ye yükseldi.

22 Mayıs 2019 Çarşamba

Mayıs notları: Drift atmakla sorun çözülüyor mu?

Seçim iptali kararı alındığında arka plan şöyleydi: MB rezervleri (kamu mevduatı ve altın çıkartıldığında) Nisan ayı ortasında takas işlemleri hariç eksiye inmişti. Vatandaşın ve şirketlerin dövize hücumu duracak mı tartışması yapılıyordu. Yabancı sermaye hisse senetlerine dönmeye başlamış, ancak tahvil piyasasına ilgi göstermiyor gibi duruyordu. Bu sırada Türkiye’de program tanımlı faiz dışı açık rekoru kırılmıştı.

Çöküş sekansının bölümleri: Rezervsiz kalınır mı? O açıklar kapanır mı?

Yüksek Seçim Kurulu’nun izah edilemez bir şekilde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimini yenileme kararı sonrası etrafı yeniden heyecanlı senaryolar sardı. Söz konusu heyecanın arka planında 7 Mayıs ile 9 Mayıs arasında Türk Lirası’nın yüzde 5’i aşan değer kaybı yaşaması ve kur istikrarsızlığının devamı yatıyor. Yenileme kararının hemen ertesinde Merkez Bankası’nın fonlama maliyetini artırdığını gördük. Reuters’e göre devlet bankalarının bir haftada 4,5 milyar dolar döviz satışı gerçekleştirmesi ve liranın değer kazanması bu çalkantının bir sonraki bölümünü oluşturdu.

Hanelerin borç sorunu çözülebilir mi?

1 Mayıs gösterilerindeki pankart ve sloganlara kıdem tazminatı sorunu ve emeklilikte yaşa takılanların talepleri damga vurdu. Çünkü çalışanların hakları olan gelire, birikime, tazminata ulaşamamaları ağır bir borç kapanını dayatıyor.

17 Mayıs 2019 Cuma

Büyük Sermaye - İktidar Gerilimi Üzerine Birkaç Hatırlatma

15 Mayıs 2019'da Tüsiad'ın Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısında, YİK başkanı Tuncay Özilhan'ın yaptığı konuşma, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından sert bir şekilde eleştirildi. Bunun üzerine iktidar ile büyük sermaye ilişkileri yeniden gündeme geldi. Önümüzdeki süreçte kritik önemde olan bu tartışmayı nasıl takip etmek gerektiği ile ilgili kısa birkaç hatırlatma yapmak istedim.

8 Mayıs 2019 Çarşamba

23 Haziran'a Kadar Ekonomik Durum Ne Olur?

Mayıs ayının başında yaptığım bir değerlendirmede, sermaye çevreleri tarafından beklenen 'acı reçete' programının bir türlü açıklanamamasında, İstanbul seçimlerinin yenilenme olasılığının bir etken olabileceğini ileri sürmüştüm. Şimdiden geriye dönüp baktığımızda, sert bir ekonomik programın 31 Mart seçimlerinin hemen sonrasında ilan edilmesi durumunda İstanbul seçimlerinin yenilenmesinin iktidar koalisyonu açısından daha zor olacağını görebiliyoruz. Ancak mevcut durumda da iktidar koalisyonunun yumuşak karnı ekonomik kriz olmayı sürdürecek. Kritik mesele şu: 23 Haziran'a kadar yeni bir kredi genişlemesi yaratılabilecek mi?

7 Mayıs 2019 Salı

Ertelenen Acı Reçete

İktidar koalisyonu 31 Mart 2019 seçimlerinde, 7 Haziran 2015’tekine benzer bir seçim yenilgisi aldı. Bu yenilgi ve yenilginin hazmedilmesi sürecinin uzaması, seçim sonrasında açıklanacağı ilan edilen acı reçetenin de ertelenmesine neden oldu. Bu yazıda, seçimin bir hafta öncesinden başlayarak geçtiğimiz bir ayın kritik gelişmelerini özetledim. 

25 Nisan 2019 Perşembe

TCMB'nin 25 Nisan Kararı: Dümen Kilitlendi, Sürükleniyoruz.

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) bu yılın üçüncü toplantısını yaptı ve faiz oranlarını sabit tuttu. Ancak açıklama metnindeki değişim erken bir faiz indirimi sinyali olarak algılandığı için TL'de sert hareketler görülmeye başlandı. Metni kısaca değerlendirdim.

19 Nisan 2019 Cuma

Reform/kurtarma paketi ve gidişat: Bozuk düdüklü misali

Son on günü kısaca şöyle özetleyebilirim: Devlet tasarruf çağrılarına karşılık vermeyen, çünkü açlık sınırında ücret alan çalışanları (yeniden) zorunlu olarak bireysel emeklilik sistemine katma kararlılığını ilan etti. Aynı zamanda işçinin haklı fesih kullanmasını zorlaştıracak bir düzenlemeyle, zor günde dayanacağı tazminatına da sermaye adına el koymaya niyet edildiği tekrar görüldü. Enerji sektörü ağırlıklı ve pahalı bir kurtarma hamlesi geliyor. Yaz çok sıcak geçecek.

Merkez Bankası Rezervlerinin Son Haftalarda Yerinde Sayması Ne Anlam İfade Ediyor?

Merkez Bankası rezervlerinin kurum tarafından ifade edilen 28 milyar doların çok altında seyrettiği ve kısa vadeli takas işlemleriyle bu miktarın artırılmış gösterildiğine yönelik olarak Financial Times 18 Nisan'da bir haber yaptı. Bu haber çok ses getirdi.

15 Nisan 2019 Pazartesi

Ekonomik ve Siyasi Kriz Derinleşiyor

2019'un ilk işsizlik verisi bugün açıklandı. Rakamlar, Türkiye'deki krizin sosyal ve siyasi boyutunu daha net görünür kıldı. Kısa birkaç not aldım.

11 Nisan 2019 Perşembe

10 Nisan Kurtarma Paketi: Bu Yol Bizi Nereye Götürür?

10 Nisan 2019’da açıklanan Yapısal Dönüşüm Adımları isimli 2019 yılı reform paketi bankacılık sektöründe büyük bir krizi önlemek için devlet bankalarının sermayelendirilmesini, bu sayede borç yapılandırma süreçlerinin aksamamasını, ancak bir kısım şirketin de bankacılık sektörü aracılığıyla batmasına izin verilmesini öngörüyor.

Vergi reformu mu, vergi soygunu mu geliyor?

Vergi reformu söylemi tekrar dolaşıma girdi, yeni bir vergi sistemi için çalışmaların başladığı en yüksek seviyeden ilan edildi. En azından 65’inci hükümet programının ilanından bu yana süren “yeni” vergi reformuna ilişkin çalışmalara dair gelecek hafta içinde, “reform paketi” açıklaması sırasında daha fazla bilgi sahibi olacağız. Henüz içeriğine dair yeterli bilgi sahibi olmadığımız düzenlemeleri kısa bir zaman içinde göreceğiz. Bu bağlamda vergi reformu tartışmasını hatırlatmak ve amacın ne olduğunu sormak gerekiyor.

27 Mart 2019 Çarşamba

Ekonomi Dikiş Tutmuyor

22 Mart 2019 cuma günü, 10 Ağustos'taki kur krizinden bu yana TL'nin tek günde en çok değer kaybettiği gün oldu. Bu yazıda, 22 Mart'tan bu yana yaşananlar ile ilgili kısa ve teknik olmayan bir değerlendirme yaparak, yaşananları anlamlandırmaya çalışacağım. 

25 Mart 2019 Pazartesi

25 Mart’ta Ne Oldu?

Türkiye ekonomisinde olanlar havsalaya sığmıyor. 

25 Mart’ta döviz piyasasında oynaklık devam etse de, dövizin daha fazla yükselmesinin önüne geçildi. Ama yaşananlar ve bazı önlemler Ağustos’taki kur krizini pek çok açıdan anımsattı.

Aşağıda izleyebildiğim kadarıyla olanları kısaca, özel bir analiz yapmadan aktarıyorum. Bu takipte bir sorun söz konusuysa ilgili okuyucunun da uyarıda bulunacağını umuyorum.

Devlet bankalarını kullanmanın sınırı var mı?

Türkiye ekonomisinin 2018’in dördüncü çeyreğinde bir önceki çeyreğe göre yüzde 2,4 küçüldüğü ve 2018’in ikinci çeyreğinde durgunluğa girdiği, üçüncü ve dördüncü çeyreklerde de resesyona girdiğinin resmi olarak teyit edilmesinin üzerinden sadece bir hafta geçtiğinde, çok satan gazete köşeleri ve siyaset yapıcıların toplantıları, her şeyin geride kaldığına ilişkin yorum ve görüşlerle doldu.

Dayanaklardan birisi kredi hacmindeki değişim. Kredi çöküşünü sonlandırmak ve yeni bir çevrim başlatmak için devlet bankalarının kullanımına değinmekte bu nedenle fayda var.

Devlet finansallaşırken ne olur?

Başlıktaki sorunun kısa bir cevabı var. Devlet finansallaşırken krizle baş etmek için alternatif tedbirler bastırılır. Süreç tersine çevrilemezse sonuç çevre ülkeler açısından bağımlılığın yeniden üretilmesi ve kırılganlıkların devamı olur.

15 Mart 2019 Cuma

Turkey's Local Elections under the Shadow of the Economic Crisis

Turkey is in the midst of a deep economic crisis. The currency crisis in August 2018 marked the beginning of the first phase of the 2018-2019 crisis. The effects of the currency crisis spread rapidly: while inflation, interest rates and unemployment rose, industrial production declined and economic growth stagnated. The second phase, which is still ongoing, is marked by the attempts of Erdoğan government to counteract the consequences of the crisis, partially by blaming others for the crisis. The third phase will begin after the local elections on 31 March 2019. In this article, I will discuss the background, stages and the current status of the 2018-2019 economic crisis in the context of the upcoming local elections.

13 Mart 2019 Çarşamba

Üç Grafikle 2018-2019 Ekonomik Krizi

2018 verisi artık elimizde olduğu için 2018-2019 ekonomik krizi ile ilgili birkaç gözlem yapabiliriz. Bu yazıda üç grafik ile 2018'deki gelişmeleri özetleyerek, bu özetten iki sonuç çıkardım: (i) Ağustos 2018'deki döviz krizi sadece bir katalizördü, (ii) krizden çıkış ve ekonomik toparlanma belirtileri henüz görünmüyor.

11 Mart 2019 Pazartesi

Ekonomik Krizin Gölgesinde Yerel Seçimler

Türkiye derin bir ekonomik krizin tam ortasında. 2018-2019 krizinin ilk aşaması Ağustos 2018’deki döviz kriziyle başladı. Döviz krizinin etkileri hızla ekonomiye yayıldı; enflasyon, faizler ve işsizlik artarken sanayi üretimi daraldı ve ekonomik büyüme durma noktasına geldi.

Krizin ikinci aşaması, Erdoğan yönetiminin krizin yarattığı sonuçlarla mücadele etmesiyle ve krizin sorumluluğunu başkalarına yüklemeye çalışmasıyla sürüyor. 

Üçüncü aşama ise 31 Mart 2019’da yapılacak yerel seçimlerden sonra başlayacak. Bu yazıda, yaklaşan yerel seçimler bağlamında 2018-2019 ekonomik krizinin arka planını, krizin aşamalarını ve güncel durumu ele alacağım. 

7 Mart 2019 Perşembe

TCMB'nin 6 Mart Kararı: Sıcak Yaz Öncesi Utangaç İyimserlik

TCMB Para Politikası Kurulu (PPK) bu yılın ikinci toplantısını yaptı ve faiz oranlarını sabit tuttu. Kurul'un açıklama metni ile ilgili birkaç gözlemi aşağıda not aldım.

6 Mart 2019 Çarşamba

28 Şubat 2019 Perşembe

Piyasanın güven sorunu: Daha dibi görmedik

Ekonomik gelişmişlik için sözleşme kültürünün yerleşmesi ve kurumların kapsayıcı bir nitelik sergilemesi gerekliliği üzerinde, yeni kurumsalcı ve liberal tarih okuması çokça durur. Beklenti yönetimi kararları etkilediği için güven ortamının yaratılmasının daha fazla yatırım ve büyüme için faydalı olduğu sonucu sıklıkla duyduğumuz klişeye uzanır: Piyasanın güvene ihtiyacı vardır!

21 Şubat 2019 Perşembe

Devlet harcar mı, harcarsa da bizi kurtarır mı?

Ortalama haftada bir “bahar geliyor” açıklamaları yayımlanmaya devam ededursun, Türkiye’nin krizinin ne kadar devam edeceği belirsizliğini koruyor. Tartışmaya katkı sunan bir çalışma, TEPAV Ekonominin Seyir Defteri serisinde Fatih Özatay ve Güven Sak imzasıyla ve “Maliye Politikasında Manevra Alanı Var mı?” başlığıyla yayımlandı. Çalışmanın temel sorusunu maliye politikası olanaklarının kullanımıyla Türkiye’deki krizin etkisinin nasıl azaltılabileceği oluşturuyor. Bir başka ifadeyle yapısal dönüşüm gerçekleştirilene kadar zaman kazanmak üzere nasıl bir politika seti tercih edilmeli, özel olarak da kamu harcamaları ne kadar artırılmalı ki Türkiye’nin deneyimlediği ekonomik tahribat azaltılsın sorusu.

Petrol krize tuz biber ekecek mi?

Dünyada en fazla petrol rezervine sahip Venezuela’daki hükümet darbesi girişiminin akıbeti önümüzdeki birkaç günde belli olabilir. Ancak, aralık ayında Venezuela ile 10 anlaşma imzalayan, enerji ve madencilik başta olmak üzere birçok alanda bu ülkeyle özel ilişki kurma çabasındaki Erdoğan yönetimini, ABD destekli darbe girişiminden ziyade son dönemde artan petrol fiyatları zorlayabilir.

15 Şubat 2019 Cuma

Üç Grafikte Ekonomik Gidişat

Bu hafta krizin gidişatını takip edebileceğimiz önemli veriler açıklandı. Üç grafikte özetleyeceğim. Grafikler, uzun süredir işaret ettiğimiz sürecin yaşandığını, yani krizin derinleştiğini gösteriyor.

1 Şubat 2019 Cuma

Venezuela’nın Krizi Üzerine İki Görüş

Venezuela krizi, Türkiye’deki iktidarın seçimler öncesinde kullanabileceği bir malzeme olması nedeniyle Türkiye’de de gündemin önemli başlıklarından biri haline geldi. Bu yazıda, Venezuela krizi üzerine iki görüşü tartışacağım. İlki şu: Venezuela krizi, 2008’de başlayan küresel krizin yarattığı konjonktürün içinde, küresel krizin üçüncü aşamasının bir parçası olarak görülmeli. İkincisi, Venezuela özelinde daha şiddetli bir şekilde yaşanan süreç, sadece o ülkeye özgü olan gelişmelerle, yani ‘kötü yönetim’ argümanı ile açıklamaz. Bu süreci 2000’lerdeki ‘post-neoliberalizm’ deneyinin krizi bağlamında ele almalıyız. 

29 Ocak 2019 Salı

Halimiz Yasaya Tabidir

Gıda fiyatlarında yükseliş devam ediyor. Denetimlerin artacağı haberleri sonrası marketlerde pahalı sebze ve meyvelerin raftan indirilmesi gündeme geldi. Son on yıllarda görülmedik şeyler yaşıyoruz.

17 Ocak 2019 Perşembe

TCMB'nin 16 Ocak Kararı: Temelsiz İyimserlik

16 Ocak'ta gerçekleştirilen Para Politikası Kurulu toplantı sonuçları ile ilgili iki noktayı vurgulamak istiyorum.

14 Ocak 2019 Pazartesi

2019’da Evi Değiştirir miyiz? Rejim ve Kriz Üzerine Uzun bir Değini

Ekonomi yönetimi bir kumar oynuyor. Plan işlemezse çok pahalıya patlayacak hamle Kasım ortasında başladı. Bu kumar işleri olduğu gibi sürdürme peşinde. Ancak çok sıkışırsa kısmi düzenlemelere, reformlara hayır demek AKP’nin harcı değil. Bunu görmeden yapılan iktidar eleştirisi, bir piyasalaştırma hamlesiyle, bir hukuk reformuyla işlerin yoluna girdiğini söylemeye izin verir. Daha ötesine geçmemiz gerek. Bu yazıda kısaca Kasım’da başlayan kumarı, mevcut politik ekonomik düzlemi ve yapısal reform önerilerinin sorunlarını göstermek istiyorum.

Yeşil Yeni Anlaşma: Bağlam ve sorunlar

Dünyada ekonomik sorunları, yükselen sağ milliyetçi ve faşizan dalgayı anlamak için kullandığımız sözcükler son on yılda giderek 1930’ları çağrıştırmaya başladı. 1929 Buhranı’yla karşılaştırılabilecek bir küresel kriz sonrasında neoliberalizmin dayattığı çözümsüzlüğe alternatif yanıt geliştirme çabalarının başarısızlığını takiben “sağ popülist” olarak da nitelenen aşırı sağ hareketler daha da güçlendi ve Avrupa’dan başlayarak müesses nizama ortak oldular ya da pazarlık masasına oturabilecek kıvama geldiler. Bu küresel konjonktürde yeni bir çare arayışının ifadesi olan Yeşil Yeni Anlaşma’yı kısaca irdelemek istiyorum.

2019'un Temel İkilemi

Bir önceki yazıda 2018 yılındaki uzlaşmalı vadeli döviz ihaleleri aracılığıyla Merkez Bankası’ndan bankalara kayda değer bir aktarım gerçekleştiğini yazmıştım. Elinde piyasalaştırma çekici ile her soruna finansal derinleşme imkanı olarak bakan düşünme tarzının işlemediğini belirtmiş, üstelik piyasalaştırmacı/finansal derinleşmeci anlayışın krizin ömrünü de uzattığını belirtmiştim. Bu tespiti kısaca açıklayacak ve 2019’un temel ikileminin bir yanda kemer sıkma taahhütleri öte yanda ekonomik çöküşü hafifletmek için devlet harcamalarını artırma baskısı altında kalmaktan kaynaklanacağını vurgulayacağım.

Bugün Piyasa için Ne Yaptın?

Dünyanın en yüksek politika faizi oranlarından birisi ile eylül ayından başlayarak Türk Lirası’nın değer kaybının bir süreliğine kontrol altına alındığını gördük. Ancak makroekonomik veriler en kötüsünün geride kaldığını söyleyen siyaset yapıcıları yalanlamaya devam ediyor. Ekonomi yönetimi elindeki tek piyasacı çekici sallamaya devam ediyor. Her engelin finansal derinleşme yetersizliği ya da yeterince piyasalaşamama çivisi olarak görülmesi ise aslında işleri zorlaştırıyor. Merkez Bankası’nın (MB) döviz ihaleleriyle bankalara sunduğu eşi görülmedik desteğin arkasında da böyle bir çekiç-çivi hikâyesi yatıyor.

Asgari Ücret Ne Kadar Olmalı?

6 Aralık’ta Asgari Ücret Tespit Komisyonu toplanacak. Türkiye’de asgari ücret ve çok yakınında ücret alan yaklaşık 9 milyon kişiyi doğrudan, bütün çalışan nüfusu ise dolaylı olarak ilgilendiren bir karara ay boyunca sürecek toplantıları takiben imza atarak 2019 yılı için ücret seviyesini tespit edecek.

10 Ocak 2019 Perşembe

Kredi Kartı Borçları Silinsin Mi?

Bu haftaki grup toplantısında AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, kredi kartı borçlarının da yeniden yapılandırılacağını ilan etti, açıklama şu şekilde idi: “Ödeme güçlüğü yaşayan vatandaşlarımızın kredi kartı borçları tek bir çatı altında toplanacak. Vatandaşımız hangi bankaya kredi kartı borcu olursa olsun, ister 24 ay ister 60 ay vade ile Ziraat Bankası'ndan alacağı bu krediyle borcunu kapatacak”. 

Erdoğan’ın açıklamasından sonra Ziraat Bankası, uygulamaya dair biraz daha geniş bilgi verdi. Buna göre kredi kartı borçlusuna 24 aya kadar aylık yüzde 1,10 ve 60 aya kadar aylık yüzde 1,20 faizle bireysel ihtiyaç kredisi kullandıracak. Yani kredi kartı borçları, ihtiyaç kredisine çevrilecek. Ayrıca banka tarafından yapılan açıklamadan, bu yeniden yapılandırma programının amacının kredi kartı borçlarının daha ödenebilir hale gelmesi olduğunu anlıyoruz. 

Bu yazıda bir süredir devam eden borç yapılandırma zincirinin son halkası olan kredi kartı borçlarının yeniden yapılandırması kararını, 2000’li yıllarla birlikte başlayan bireysel borçlanmadaki hızlı artışa ve bu artışın yapısal sınırlarına işaret ederek ele alacağım. 

3 Ocak 2019 Perşembe

Stres Testi Sonuçları Ne Kadar Gerçekçi?

Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK), Yeni Ekonomi Programı’nda yapılacağı ilan edilen stres testi sonuçlarını 27 Aralık 2018’de açıkladı. Bu yazıda, öncelikle stres testinin, küresel finans krizi sırasında ABD’deki uygulamasına kısaca değinerek, bu bağlamda BDDK’nın yaptığı açıklamayı değerlendireceğim. Son olarak, daha önceki yazılarda da yer verdiğim, taksitli ticari kredideki batık kredi oranına ait güncel verilere değinerek, bu oranın çoktan 2009 krizi sırasındaki seviyelere ulaştığını göstereceğim.