Birkaç not düşmek ve sorunu tarif etmek istiyorum:
Öncelikle, FT’nin haberi esas itibarıyla doğru (bazı rakamlarda farklılıklar var). MB Türkiye kamuoyundan
esirgediği açıklamayı FT’nin sıkıştırması nedeniyle gazeteye yapmış. Muhtemelen
başımıza daha büyük bir iş almayalım diyerek, yaptıkları rezerv hesabında kısa
vadeli takas işlemlerinin etkisinin olduğunu ancak hesabı uluslararası
standartlara göre yaptıklarını beyan etmişler. TCMB’den ayrıca bir yalanlama ya
da açıklama gelmedi.
İkinci ve önemli husus Merkez Bankasının rezervlerinin son
iki haftadır, yerinde sayması. Erime karşısında swap işlemlerine başvurarak ve fonlama stratejisini değiştirerek rezerv
artırdılar. Ancak ilk artış etkisi sonrasında gerisi gelmedi, rezervler Nisan başından beri yerinde saydı. Türkiye’de bu işleme yönelik haberler
de yeni bir atak olmadığı için gündemden düştü, düşürüldü.
Alaattin Aktaş’ın daha önce kendi
twitter hesabında verdiği tabloyu güncelledim. Karışık görünebilir. Haberler
ve yorumlar nedeniyle de çok sayıda rakam havada uçuyor. Ancak önemli rakamlar
şunlar:
Kamunun mevduatı dâhil (altın hariç) net rezervler
17,6 milyar dolar. Bu dışarıda bırakıldığında yani kamu mevduatı hariç, altın
hariç net rezerv 12,3 milyar dolar. Doğrudan müdahale edilebilecek, sevmediğim
terimleri kullanacak olursam MB’nin hemen elinin altındaki cephane.
FT haberinde net dış varlıklar rakamı olarak 17 Nisan’da
24,1 milyar dolar olarak hesapladığım rakamı veriyor. Haberden teyit ettim. Uluslararası
piyasada daha ziyade kamunun mevduatı hariç ancak altın dâhil rakam
kullanılıyor.
TCMB’nin haftalık açıkladığı net uluslararası
rezerv rakamını ise aşağıdaki tabloda altın dâhil ve kamu dâhil rakam olarak
görebilirsiniz (Burada kullanılan hesap yöntemi nedeniyle ufak farklılıklar
mevcut, ancak rakam resmi sunuyor). TCMB 12 Nisan haftası itibarıyla net
uluslararası rezervlerini 28,4 milyar dolar olarak açıkladı. Buradaki hesapta
günlük hale getirip takip eden haftada net rezervlerin 29 milyar dolar
civarında seyrettiğini görüyoruz.
Hangi rakamı alacağınız size kalmış. Ben tabloda boyadığım
üç rakamı da takip etme taraftarıyım.
Çıkartılması gereken hususlar şunlar:
MB’nin bir spekülatif atak karşısında yeterli savunma
alanı bulunmuyor. Sadece bir bilgisayar başında bu kelimeleri yazan aciz
kulunuz değil, Washington’da dert anlatılan yatırım fonları temsilcileri de
durumu biliyor.
MB’nin iletişim politikası felaket olduğu için, takas
işlemlerini düzgün izah etmediği için FT muhabirleri haklı olarak altın bulmuşçasına haber yapıyor. Türkiye’deki herkes, bu takas haberleri Nisan
başında sonlandı(rıl)dığı için “Ne oldu, bir dakika!” durumuna düşüyor. (FT
haberindeki grafiğin Türkçeleştirilmiş versiyonunu Mahfi
Eğilmez blogunda verdi, aşağıya yapıştırdım).
Haftalık vadeli takas işlemlerinin stok miktarı 12 milyar
doları aşmış durumda, bir günlük takas hacminin 2 milyar doların üzerinde
olması gerekir. Türkiye’deki bankalardan 2-3 milyar dolarlık ödünç alınmış
parayla artırılmış olsa da müdahale imkânlarını tartışmak için MB’nin
açıkladığı rakamlara bakmamız gerekiyor. Bu günlük rakamı çıkarttığınızda (TL’nin
hızla değersizleşmesine karşı rezerv yakılan) Mart ayında MB’nin savrulduğu
yerde olmadığı çıkıyor. Kısaca MB’nin müdahale imkanı var, ancak bu imkan son
bir buçuk ay içerisinde oldukça daraldı.
Peki, kısa vadeli takasla eldeki doları artırmaktan ne zaman
vazgeçilecek? Büyük ihtimalle döviz tevdiat hesaplarında çözülme görüldüğünde,
TL üzerindeki baskı hafiflediğinde. DTH’da çözülme görülmezse ve aynı işlemlere
devam edilirse ne olacak? Son bir yılda sıkça gördüğümüz dalgalanmaların yinelenmesi/şiddetlenmesi
ihtimali artacak.
Sıradan vatandaşın bankadaki doları bozdurması, yastık altındaki
doları TL’ye çevirmesi bu nedenle önemli. Ancak, 2018’de dolar karşısında yüzde
31 değer kaybetmiş TL’ye, 2019 yılında dünyada en çok değer kaybeden birkaç
para biriminden birisi olan TL’ye itibar edilir mi? Bu rakamları açık
yüreklilikle tartışabilecek insanların gece yarısı göz altına alındığı, fikir
açıklayan akademisyenlerin hapis cezası aldığı bir ülkedeyiz. Soruyu soruyor,
yanıtı vermiyorum.