2008 finansal çöküşü sonrası dünya genelinde anlamlı bir
ekonomik toparlanma yaşanmadı. Uluslararası Çalışma Örgüt’nün (ILO) son raporunda
ekonomik durgunluğun emek piyasalarına yansımaları üzerinde durulmuş. ILO’nun
2017 yılı için dünya genelinde emekçilerin durumu ile ilgili üç temel gözlemi
var: (i) İşsizlik artıyor, (ii) güvencesizlik sürüyor, (iii) “çalışan
yoksulların” oranındaki azalma yavaşlıyor. Bu yazıda, dünya genelinde emeğin
giderek kötüleşen çalışma koşullarının bazı sonuçları üzerinde durdum.
Ekonomiyle ilgilenmeyebilirsiniz. Ancak bu sizi ekonomik krizin sonuçlarına maruz kalmaktan muaf kılmaz.
25 Ocak 2017 Çarşamba
24 Ocak 2017 Salı
Türkiye’de ekonomik istikrarsızlığın farklı boyutları, beklentiler ve alternatifler
Türkiye’de ekonomik
istikrarsızlığın farklı boyutları var. Bu kısa değerlendirmede üç boyutu
vurgulayacağım: Birincisi Türkiye ekonomisinin temel yapısal sıkışmışlığı olan
sermaye girişlerine bağımlılık, ikincisi Türkiye’de yerleşik hal alan yatırımcı
demokrasisinin etkileri, sonuncusu da 15 Temmuz darbe girişimi sonrasında iktidar
çevrelerindeki politika tartışması ve alınan piyasacı önlemlerin sorunları
derinleştirmesi. Kısacası istikrarsızlık yapısal reformlarda gecikmeden değil,
piyasacılıkta ısrardan kaynaklanıyor.
18 Ocak 2017 Çarşamba
2017 Davos Zirvesi: Kapitalizmin Neoliberalizm ile Yüzleşmesi!
2016’daki dünya gündemi 2017’ye aktarılıyor, hatta sorunlar daha da yoğunlaşıyor. 17-20 Ocak 2017 tarihinde Davos’ta gerçekleştirilecek olan Dünya Ekonomik
Forumu’nun (World Economic Forum, WEF) gündemine bakıldığında, küresel
kapitalizmin liderleri de benzer düşünüyor! Davos’ta gündem; günümüz kapitalizminin,
neoliberalizmin sonuçları ile yüzleşmesi.
16 Ocak 2017 Pazartesi
Ekonomide Gidişat Nereye?
Geçen haftaki yazıya
şöyle başlamıştım: “Artık adını koymak gerekiyor: Türkiye ekonomisi krizde ve
krizin adı, stagflasyon”. Bu yazıda, yapısal unsurlardan ziyade güncel
gelişmelere değineceğim. Zira güncel gelişmelerin temel tespitleri
etkileyebilme potansiyeli olan bir dönemden geçiyoruz.
8 Ocak 2017 Pazar
5 Maddede Türkiye’nin Krizi
Artık adını koymak gerekiyor: Türkiye ekonomisi krizde ve
krizin adı, stagflasyon. Yani, ekonomik durgunluk ile enflasyonun aynı anda
yaşanması. Türkiye ekonomisi Ocak 2014 sonrasında da bu noktaya gelmişti ancak küresel konjonktürün etkisiyle kriz dinamikleri
ötelenmişti. Uluslararası konjonktür Ocak 2017’de, 2014’tekinin tersine
çalışıyor. Aşağıda beş madde ile gelişmeleri özetledim.
5 Ocak 2017 Perşembe
2017, 2016’yı Aratabilir!
Ekonomi yorumcularının kötümserler ve iyimserler olarak ikiye
ayrıldığı, yaygın ama yüzeysel bir kanıdır. Bu kanının yüzeyselliği, iyimserlik
ya da kötümserlik gibi pozisyonların değer yargılarından, sınıfsal konumlardan
ya da yorumcunun ait olduğu düşünce okulundan bağımsız olarak geliştirildiğine
inanılmasıdır. İflah olmaz kötümserler, çoğu zaman, naif iyimserlere göre daha
yaratıcıdırlar. Ancak kişilerin geliştirdikleri fikirler ne kadar yaratıcı ya
da özgün olursa olsun, toplumsal ve sınıfsal güç ilişkileri içerisindeki
yerlerine göre tasnif edilirler. Genellikle hakim düşünce yapısı, diğerlerini
“kötümser” olarak etiketler. Bunu yaparken de “bardağın boş tarafına bakılıyor”
klişesini kullanırlar. Kötümser-iyimser
ikiliği çoğu zaman verimli bir tartışma ortamı sunmuyor. O nedenle ben
gerçekçiliği, hatta eleştirel
gerçekçiliği tercih ediyorum. Daha fazla uzatmadan konuya gireyim: meseleye
eleştirel gerçekçilik perspektifinden bakıldığında görünen gerek dünya, gerekse
Türkiye ekonomisi açısından 2017’nin, 2016’yı aratabileceği.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)