Türkiye ekonomisine
dair veriler açıklandıkça, ekonomi yönetiminde merkez bankası ve faiz
üzerinden yaşanan gerilimin nedenleri biraz daha netleşiyor. Şubat ayı ihracat
rakamlarına baktığımızda, yüzde 13'lük sert bir düşüş yaşandığını görüyoruz. Bunun temel nedeni, küresel krizin derinleşmesi sürecinin Türkiye'yi etkilemeye başlaması. Bunun anlamı, seçime gidilen bir ortamda iç talebin canlandırılmasının, merkez bankası başkanının istifası pahasına dahi olsa bir zorunluluk halini alması.
Küresel Kriz Derinleşiyor
2008’de ABD’de patlak
veren küresel kriz henüz sonlanmadı. Daha önceki bir yazıda, krizin yayılma
evresini tamamladığına ve 2015 ile birlikte derinleşme evresine girmeye
başlayabileceğine işaret etmiştim. 2015’e ait ilk veriler, bunu doğruluyor.
Öncelikle geçtiğimiz aya ait Avro Bölgesi’ndeki enflasyon verileri, yıllık
olarak 2008’den itibaren ilk kez deflasyona girildiğini gösteriyor.
Kaynak: http://t.co/QVWWvhFPPk |
Benzer bir veri, bir
süredir ılımlı toparlanma yaşayan ABD ekonomisi için de geldi. ABD için de 2009’dan
beri ilk kez Ocak ayı enflasyonu yıllık olarak eksiye girmiş durumda.
Kaynak: http://money.cnn.com/2015/02/26/news/economy/inflation-january-negative/ |
Her iki bölgedeki deflasyonun görünürdeki nedeni petrol fiyatlarındaki düşüş. Ancak petrol fiyatlarındaki düşüş de dahil olmak üzere, genel olarak deflasyonun nedeninin 2008'den itibaren bir türlü toparlanamayan ekonomik büyüme olduğunu tespit etmeliyiz. Yani deflasyon, krizin derinleşmesinin bir emaresi.
Sert Daralan Şubat
İhracatı
Dünya ekonomisinin önemli merkezlerinde yaşanan bu gelişmelerin Türkiye ekonomisini etkilememesi mümkün değil. Özellikle Türkiye'nin dış ticaretinin yarısına yakınının Avrupa ülkeleri ile yapıldığını hesaba katarsak. Dolayısıyla, Türkiye ekonomisinin genellikle Avrupa ile birlikte hareket ettiğinin altını çizmek gerekir.
Türkiye İhracatçılar Meclisi'nin Şubat 2015 ile ilgili yayımladığı rapordaki, ülke gruplarına göre ihracat tablosuna bakıldığında, dünya krizinin derinleşmesi sürecinin ihracat kanalı ile Türkiye ekonomisini etkilemeye başladığını görebiliriz. Buna göre Şubat ayında, geçen yılın aynı dönemine göre ihracat toplam yüzde 12.98 geriledi. Avrupa Birliği üyesi ülkelere olan ihracat yüzde 11.19 geriledi. Rus ekonomisi sonbaharda yaşadığı şokun etkisinden hala kurtulamadı. Bunun etkilerini ihracat rakamlarından izleyebiliyoruz. Rusya'nın esas aktörü olduğu Bağımsız Devletler Topluluğu'na olan ihracat yüzde 27.66 geriledi.
İhracatın daha da gerilemesini engelleyen ise, ılımlı ekonomik toparlanmanın yaşandığı ABD'ye olan ihracat ile, yavaşlamaya başlasa da hala önemli bir tempoda büyümeye devam eden Çin'in de yer aldığı Uzakdoğu ülkelerine olan ihracatın artışı oldu.
İç Talebin Artan Önemi
Yukarıda kısaca özetlediğim tablo, dış talebin giderek eridiği önümüzdeki dönemde, ekonomik büyümenin sağlanması için iç talebin daha da önemli hale geldiğini anlatıyor. Bu sonucu aklımızda tutarsak, merkez bankası ile hükumet ve Cumhurbaşkanlığı arasındaki faiz polemiğinin ve ekonomi yönetimindeki telaşın nedenlerini daha iyi anlayabiliriz. Faiz oranlarının düşürülmesi ve iç talebin canlandırılması, seçimlere gidilen ve küresel krizin derinleşmesinin etkilerinin hissedilmeye başlandığı bir dönemde her zamankinden daha önemli hale geldi. O kadar ki, merkez başkanının istifasını göze alacak kadar!
Gelişmeleri izlemeye devam edeceğiz.