Türkiye’nin yakın dönemde IMF ile ilgili tercihlerini ve tekrar alevlenen IMF tartışmasını birkaç nokta üzerinden aktaracağım. Öncelikle “bu” politika ile ne kast ettiğimi açıklayayım. Türkiye’de ekonomi yönetimi alanında riskli uygulamaları iyi ifade edecek bir terimin “bilanço dışı politika yapımı” olduğunu düşünüyorum. İlk başta üstlenilen maliyetin, toplumsallaştırılan riskin boyutunun takip edilemediği bir tarz karşımızdaki. Zaman içinde olayların seyrine bağlı olarak maliyet şekilleniyor.
Ekonomiyle ilgilenmeyebilirsiniz. Ancak bu sizi ekonomik krizin sonuçlarına maruz kalmaktan muaf kılmaz.
18 Nisan 2020 Cumartesi
8 Nisan 2020 Çarşamba
Fed, IMF ve Türkiye
ABD merkez bankası Fed, Covid-19 sonrası yeni küresel krizde faiz indirimi ve miktarsal genişlemeye geri dönüş önlemlerinin yanında bazı ülkelere doğrudan takas hattını açarak dolar likiditesi sağladı. Ancak bu imkandan yararlanmak için ülkelerin elinde ABD Hazine kağıdı olması gerekiyor. Krizin küresel bir boyut almasıyla elinde ABD Hazine kağıdı olmayan ülkelere de dolar likiditesi sağlanması için bir ara formül olarak İMF'nin devreye girmesi gündeme geldi. Bu gelişmeyi Sözcü'de kısaca değerlendirmiştim, buraya biraz daha geniş halini ekliyorum.
4 Nisan 2020 Cumartesi
2020 krizine dair temel sorulara geçici cevaplar
Praksis Dergisi'nde COVİD-19 salgını ve 2020 krizi üzerine tartışmaların yönünü belirlemek üzere bir yoldaşımız yayın kuruluna bazı sorular yöneltti. Çağrıya karşılık olarak, kabaca buraya aktardığım sorulara, kısa ve detaylandırılmaya muhtaç yanıtlar vermek istiyorum.
Toplum diye bir şey var
Birleşik Krallık’ta Muhafazakarların lideri ve başbakan Boris Johnson çalışanlara uzun uzadıya teşekkür ettiği hafta başındaki video konuşmasını “Gerçekten toplum diye bir şey var(mış)” şeklinde bitirdi. Demir Leydi 1987’de “Toplum diye bir şey yok. Bireyler ve aileler var. Hiçbir hükûmet insanlar aracılığı olmadan bir şey yapamaz, ve insanların kendilerine bakması gerekir” diyerek piyasacı yönetim anlayışını açık bir şekilde özetlediğinde işin buralara geleceğini düşünebilir miydi acaba? Kanımca bugün olsaydı, Boris Johnson’dan farklı davranmazdı.
Pandemiden borç krizine: Veni vidi perdidi
Avro Bölgesi’nde sert tartışmalar dönüyor ve parasal birliğin geleceği yeniden tehlikede. Pandemi sırasında göreli daha ağır darbe alanların ekonomik toparlanması daha geç gerçekleşebilir. Üstelik toparlanmanın oldukça sorunlu ve uzun yıllar sonra yaşanmasına neden olabilecek borç krizi kapıda bekliyor.
2020 çöküşü ve ekonomide istikrar kalkanı
Borsalarda bir günde yüzde 8-9’luk değer kayıpları artık normalleşti. Borsada işlem gören hisselerin sahipleri trilyonlarca dolar kaybederken, güvenli sığınak arayışı dolar cinsi varlıklara olan talebi artırıyor. Ancak dolara olan hücum, ABD borsalarında art arda düşüşleri engellemiyor. 9 Mart ve 16 Mart’taki çöküşler 1987’dekiyle karşılaştırılabilecek büyüklükte, 18 Mart’ta da büyük bir gerileme var. Bilhassa bu koşullar altında, tıbbi terimlerle toplumsal olayları açıklamak çoğunlukla yanlışa sevk eder. Ancak Michael Leavitt’in salgın hastalıklar için daha önce sarf etmiş olduğu cümleyi biraz değiştirerek küresel finansal krizler için kullanmak yanlış olmayacak: Bir küresel finansal kriz öncesinde söylediğimiz herhangi bir şey yersiz telaşa neden olurken, sonrasında söylediğimiz hiçbir şey de yeterli olmuyor.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)