Türkiye ekonomisi son beş yıl içerisinde üçüncü kez bir ekonomik darboğaz ile karşılaşıyor. Bu darboğazlar, ülke ekonomisinin sermaye hareketlerine aşırı duyarlı olması ve ithalata bağımlı bir üretim yapısı zemininde gerçekleşiyor. Bu iki özellik, resmi olarak Türkiye’de uygulanan enflasyon hedeflemesinin, fiili olarak döviz kuru hedeflemesi sistemi olarak işlemesi sonucunu doğuruyor. O nedenle faiz politikası, enflasyondan çok dövizdeki artışa duyarlı olarak işliyor. Sonuçta yaşanan ekonomik darboğazlar, döviz - faiz kıskacı olarak ortaya çıkıyor.
Bu yazının iki amacı var: İlki, AKP hükümetleri döneminde uygulanan ekonomik modelin 2013 sonrasında tıkandığına, beş yılda yaşanan üç ekonomik darboğazı ele alarak işaret etmek. İkincisi de, bu yapısal kriz zemininde, yeni kabine seçenekleri üzerinde durmak.