Dünya kapitalizmi 2008 krizi sonrası dönemde merkez
ülkelerin politika tepkileri nedeniyle bir süreliğine Çin, Brezilya gibi
ülkelerin yüksek büyüme oranlarını deneyimledi. Devasa ekonomisiyle Çin’in
performansı kapitalizmin küresel ölçekte yaşadığı depresif eğilimlerin ciddi
bir özellik arz etmediği düşüncesini korumak için Dünya Bankası gibi kuruluşlar
tarafından kullanıldı. ABD ekonomisindeki 2014 ve 2015’teki zayıf toparlanma
sonrasında muhtemel FED faiz arttırımının “yükselen piyasa” olarak adlandırılan
ülkelere sermaye girişine darbe vuracağı ve yeni çalkantıları beraberinde
getirebileceği daha görünür oldu. Avro Bölgesindeki deflasyona 2012’de
ertelenen Yunan borç sorununun yeniden eklenmesiyle daha şimdiden 2015 bir kriz
yılı unvanını kazandı. Bütün dikkatler Brüksel’deki görüşmelere ve Syriza’nın
referandumda elde ettiği desteği nasıl harcayacağına çevrilmişken, Çin’deki
finansal çöküş gündeme gecikmeli olarak yerleşti.
Bu kısa değerlendirmede Çin’de son bir ayda gerçekleşen
borsa çöküşü ve yansımalarını ele alacağım. Çöküşün Çin’de uzun vadede
gerçekleşmekte olan kapitalistleşme sürecinin bir uzantısı olduğunu söylemek
mümkün olsa da esasen son yıllarda devlet şirketlerinin egemenliğindeki borsada
oluşan alım spiralinin öneminden söz etmek gerekli. Bir yandan borsanın
uluslararası yatırımcılarca tercih edilen bir borsa haline gelmesi için adımlar
atılırken öte yandan Komünist Parti yönetimine yakından bağlı şirketlerin hisse
senetlerinde 2015’te yaşanan yükseliş hem içeriden alınan bilgilerle yapılan
spekülasyonu hem de bütün bu yükselişin Çin’deki parti katmanlarını
zenginleştirmesini ima ediyordu. Bu çöküşün üretime vereceği
zararın önün geçmekse oldukça zor görünüyor.
7 Temmuz itibarıyla Çin borsasında 1.4 trilyon dolar
değerindeki hisselerin işlemi durduruldu. Başka bir deyişle borsadaki şirketlerin dörtte birinin işlemleri askıya alındı. Haziran ortasından beri devam eden
düşüşün geride kalmış olabileceği ve hisse satın almaktan ekonomiye para
pompalamaya kadar çeşitli müdahale seçeneklerinin çöküşün büyümesini engelleme
ihtimalinden bahsedilse de çok büyük bir çöküşten bahsediyoruz. Şangay endeksi
12 Haziran’dan bu yana % 26,9 değer kayberken Shenzen’de oran % 35’i buldu. 3
Haziran sonradında Chinext’teki düşüş oranı da % 37,4 olarak kaydedildi. Yanda
bulunan ve money.cnn.com’dan aldığım grafikte görüldüğü üzere yaşanan bir
balonun patlamasından ibaret görünüyor, ancak bunun yansımaları oldukça ağır
olacak.
Alınan önlemler ve
yakın gelecek
Çin yönetimi bu çöküş karşısında çeşitli önlemler aldı. 27 Haziran’da merkez bankası faiz oranlarını düşürerek,
bankaların daha fazla kredi vermesinin önünü açtı. Aynı zamanda spekülatif
hareketlerin mercek altına alındığı açıklandı. Halka arz operasyonları iptal
edildi ve 4 Temmuz’da 21 aracı firmanın oluşturduğu 19,4 milyar dolarlık bir
fonun hisse senetlerini satın almasına onay verildi. Aracı kuruluşlara parasal
destek sağlanacağı açıklandı ve ülkenin resmi rezerv dışındaki birikimlerini
simgeleyen bağımsız varlık fonu (sovereign wealth fund) aracılığıyla hisse senedi
alımına başlandı. Bütün bu önlemler şimdilik çöküşü engellemekte yetersiz
kaldı, bu satırlar yazılırken borsanın işlemlerine topyekun ara vermesi ciddi
bir olasılık olarak konuşuluyor.
Finansal piyasalarda oluşan oynaklıklar, Çin’de borsayı ve şirketleri kurtarmaya girişmiş bir hükümet görüntüsü veriyor. Her ne kadar bu oynaklık finansa içkin istikrarsızlığa bir örnek teşkil etse de aynı zamanda Çin ekonomisinde gelecekte elde edilecek artı değer oranları ve birikim temposuna dair beklentilerin de kısmen çarpıtılmış bir resmini sunuyor. Üstelik borsa çöküşü sonunda aracı firmalara ve yatırımcılara fon sağlayan bankaların krize girmesi ve bunun uzantısı olarak Çin’de ekonomik durgunluk ve birikim temposunda düşüş ihtimali her geçen saatte güç kazanıyor. Bu olasılığı zayıflatan tek unsur ÇKP'nin çabalarına karşın borsanın işlem büyüklüğü Çin ekonomisine oranla sınırlı bir borsa olması. Ancak bu haliyle dahi, son bir aylık çöküş başka birçok gelişmenin yanısıra Dünya ekonomisindeki depresif eğilimlerin güçlenmesi anlamına geliyor.