25 Ekim 2018 Perşembe

TCMB'nin 25 Ekim Kararı: Kriz Derinleşiyor

Para Politikası Kurulu toplantısı sonucunda politika faizi %24 düzeyinde sabit tutuldu. Açıklama metnindeki üç vurguyla ilgili kısa notlar aldım. Merkez bankasının ana mesajı, krizin derinleştiği yönünde.

18 Ekim 2018 Perşembe

‘En Kötüsü’ Henüz Başlamadı

Türkiye ekonomisindeki sorunlar 2013 yılında başlamadı ama bu tarihten itibaren giderek artıyor. Bu yazıda, -bir süredir işaret ettiğim- döviz-faiz kıskacına, açıklanan Eylül ayı verilerini ekleyerek yeniden göz atacağım. 

17 Ekim 2018 Çarşamba

Sınıf Mücadelesi ve Kriz

03.10.2018’de açıklanan enflasyon rakamları, Ağustos ayında derinleşen döviz krizinin etkilerinin ne denli büyük olduğunu ortaya koydu. Her ne kadar enflasyon rakamlarının açıklanması sonrasında Berat Albayrak, ‘en kötüsü geride kaldı’ diye açıklama yapsa da, kriz şiddetini daha da artırarak derinleşecektir. Geçtiğimiz dönemde Mehmet Şimşek’in kaç kere ‘en kötüsü geride kaldı’ şeklinde açıklama yaptığını araştırınca, benim yüzüm kızardı. Bu akıbet muhtemelen, Berat Albayrak’ı da bekliyor. 

Bu yazıda, krizin derinleşmesiyle sınıf mücadelesinin yoğunlaşmasını, somut süreçler üzerinden ele alacağım. Ekonomik kriz dönemleri, sınıf mücadelesinin yoğunlaştığı dönemlerdir. Bildiğiniz gibi analitik bir araç olarak sınıf, ana akım tartışmalarda rastlanılan bir kavram değil. Bu nedenle yoğunlaşan bu mücadeleleri anlayabilmek için eleştirel politik ekonominin sağladığı kavramsal olanaklardan yararlanmalıyız. Sürece bu şekilde bakıldığında sınıf mücadelesinin iki çeşidini tespit edebiliriz: sınıf-içi ve sınıflar-arası mücadeleler. 

8 Ekim 2018 Pazartesi

İşsizlik Sigortası Fonunu Kullanmanın Dayanılmaz Hafifliği (II)

Dünkü yazıda Fonun kaynaklarının emekçiler lehine kullanılmadığını, istihdama verilen desteğin işlevsiz olduğunu, Sayıştay raporlarında usulsüzlükler ve şeffaflık eksikliğinin tespit edildiğini vurgulamıştım. Bugün mevzuata ve son finansal operasyona bakalım:

7 Ekim 2018 Pazar

İşsizlik Sigortası Fonunu Kullanmanın Dayanılmaz Hafifliği (I)

Türkiye, işsizliğin pençesinde kıvranıyor. Resmi işsiz sayısı 3 milyon 315 bin (Haziran 2018 verisi). İş bulma ümidi olmayanlar, mevsimlik çalışanlar, iş aramayıp çalışmaya hazır olanlar, zamana bağlı eksik istihdam ve yetersiz istihdam edilenler bütünüyle dikkate alındığında işsiz sayısı 6 milyon 600 bine varıyor. En geniş tanımıyla işsizler ordusuna sadece Mayıs ayından Haziran’a kadar 264 bin kişi katılmış.

5 Ekim 2018 Cuma

Çöküş değil 'dengelenme': Sanki bir feng shui

“Türkiye, enflasyon ve cari açık oluşturmadan yüzde 7 ve üzeri büyüyecek, refahı yaygınlaştıracak bir ülkedir. 2018 için bir kriz tehlikesi varsa bu, yukarıda anlattığımız gibi, Batı içindir. Artık onların krizi süreklidir ve Türkiye’nin de içinde bulunduğu Doğu Bloku, yeni bir dünya kurmadan onların bu krizi de bitmeyecektir.”

Bu satırları 27 Aralık 2017 tarihli Milliyet’teki yazısında Cemil Ertem kaleme almıştı. Türkiye’de Kredi Garanti Fonu uygulamasıyla, yani devlet destekli kredi genişlemesiyle krizin atlatıldığına inanıyordu. Bu ve benzeri değerlendirmeler o sıralarda AKP iktisatçılarının favori argümanlarıydı: Buna göre piyasayı hareketlendiren yeni mekanizmalar ve Türkiye’ye has yenilikçilik ile yüksek büyüme sürdürülebilirdi, sorunlar zaten yolda çözülürdü.

3 Ekim 2018 Çarşamba

3 Grafikte Ekonomik Gidişat

Ekim ayının ilk günlerinde, ekonomik gidişata dair önemli veriler açıklanmaya başladı. Üç veri ile geldiğimiz noktayı ve gidilecek istikameti görebiliyoruz.