Liberaller, 1989’da Berlin Duvarı’nın yıkılışı
görüntüleri izlenirken küreselleşmenin nihai zaferini ilan ettiğinden
emindiler. Oysa 1999’da ABD’nin Seattle kentinde yapılan Dünya Ticaret Örgütü
toplantısına karşı geliştirilen itiraz, 1989’dan on yıl sonra, küreselleşmenin
zaferinin çok da uzun ömürlü olmayacağını gösterdi. 1999’daki bu sert itirazdan
on yıl sonra gerçekleşen küresel finansal kriz, işlerin hiç de düşünüldüğü gibi
gitmediğinin işaretiydi. Küresel kriz konjonktürü sürerken 2016’da sağ
popülizmlerin yükselişi ise küreselleşmenin daha yüksek sesle sorgulanmaya
başladığını ilan ediyor.
2016’da Büyük Britanya’nın Avrupa Birliği’nden çıkış kararı (Brexit), ABD’de D. Trump’ın başkan seçilmesi ve Fransa’da Ulusal Cephe’nin yükselişinde ortak yön, küreselleşmenin sorgulanması, hatta suçlanmasıydı. Sağ popülist liderlere bakılırsa sorunların kökeninde, uygulanan serbest ticaret politikaları vardı. Bu politikaların sonucunda kendi ülkelerindeki işlerin, daha düşük ücretli ülkelere kayması, en büyük problemdi. Peki, bu ülkelerde yaşanan sorun basitçe bir ticaret politikası hatası olarak görülebilir mi? Bazı sektörleri koruyan bir ticaret politikası formüle edilerek, geçmiş 30-40 yılın kaybedenleri, yeniden kazanmaya başlayabilecek mi?
Sermayenin Uluslararasılaşması
Günümüzde, küreselleşme sağ popülizmler tarafından kendi
ülkelerindeki istihdam kayıplarının müsebbibi olarak gösteriliyor. Buna göre,
ticaretin, finansın ve üretimin uluslararasılaşması sonucunda çok uluslu
firmalar, gelişmiş ülkelerdeki vasıfsız işçiler yerine gelişmekte olan
ülkelerdeki daha düşük ücretli işçileri istihdam etmeye yönelebildiler.
Sağ popülist liderlere göre, üretimi düşük ücretli işçilerin olduğu ülkelere kaydırma firmalar için bir karlılık öğesi olmaktan çıkarıldığında sorun çözülecektir. Bu ise, düşük ücretlerin firmalara getirdiği avantajın, gümrük vergileri ile ortadan kaldırılması ile hayata geçecek. Ancak mesele, bir idari düzenlemeyle ya da dış ticaret politikası dizaynı ile çözülebilecek basitlikte değil ne yazık ki.
Küreselleşme Değil Kapitalizm
Mesele sadece küreselleşme değil kapitalizmin ta kendisi.
Küreselleşme sürecini duraklatacak bir yeni korumacılık döneminin, kapitalizmin
yapısal işleyişinden kaynaklanan eşitsizlikleri ve sorunları azaltacağına dair
herhangi bir veri yok elimizde. Bir başka ifadeyle, sağ popülist liderler tarafından
küreselleşmenin zararları olarak gösterilen sorunlar aslında kapitalizmin işleyişinin
doğal sonuçları. Nedir bunlar? Çalışan kesimlerin büyük çoğunluğu için
istikrarlı bir gelir artışının yaşanmaması, düşük ekonomik büyüme temposu, teknolojik
gelişme sonucu ortaya çıkan işsizlik ve güvencesiz istihdam biçimlerinin giderek
yaygınlaşması.
Her ne kadar hiçbir zaman saf olarak uygulanmasa da,
kapitalizmin tarihsel gelişimi içerisinde korumacılığın ya da serbest ticaretin
hakim olduğu dönemler yaşandı. Ancak korumacılığın hakim olduğu dönemler,
kapitalist üretim yapısının bizatihi kendisinden kaynaklanan kriz dinamiklerini
ortadan kaldırmanın uzağındadır. Bu nedenle, önümüzdeki dönemde, sağ
popülizmlerin vaatlerinin boş olduğu ortaya çıkacak.
Sol Nerede?
Günümüzde 35-45 yaş aralığında olanlar, kendi
ebeveynlerine göre daha iyi çalışma koşullarına sahip değil ve bu kötüleşme
eğilimi devam ediyor. Sağ popülizmin bu sürece çalışanlar lehine müdahale etme
gibi bir derdi yok. Peki, temel iddiası bu kesimlerin sorunlarını çözmek olan
sol neden bu tabloda yok? Başka pek çok faktörün yanında şu iki sorunlu
pozisyon, solun inandırıcı bir seçenek olmasını engelliyor.
(i) Küresel teknokrasinin bir parçası haline gelmiş ve neoliberalizmi kucaklamış bir 3. yol sosyal demokrasisi, tabii ki bu kesimlerin derdine derman olamayacak.
(ii) Bir üretim sistemi olan kapitalizm ile derdi olmayan içeriksiz bir küreselleşme karşıtlığının, eninde sonunda sağ bir projenin destekleyicisi olması çok muhtemel.
Bu nedenle, neoliberal küreselleşme karşıtı hamleleri de
içeren kapitalizm-içi reformları, kapitalizm sonrası alternatiflere geçişin bir
aşaması olarak formüle eden yeni bir solun yokluğunda geleceğimiz tarihin karanlık
güçlerin insafına bırakılmış durumda.
--------------------------------------------------------------------------
Bu yazı, 06.03.2017 tarihinde Gazete Duvar’da yer aldı. Erişim: http://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2017/03/06/kuresellesme-sag-populizmin-yukselisi-ve-sol/
Bu yazı, 06.03.2017 tarihinde Gazete Duvar’da yer aldı. Erişim: http://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2017/03/06/kuresellesme-sag-populizmin-yukselisi-ve-sol/