2016’nın son ayları nadir rastlanan banknot değiştirme
operasyonlarına sahne oldu. Hazırlıkları iyi yapılmamış ancak büyük bir
kararlılıkla açıklanan bu değiştirme operasyonlarının hedef gösterdikleri kesimler
açısından bir ortaklıkları var. Ancak hem ülke ekonomilerinin farklı yapıları
hem de iktisadi sorunların niteliği nedeniyle etkileri farklı gerçekleşecek.
Yine de “ekonominin düşmanları” ve halkın refahına göz dikenlerin
cezalandırılacağını söylemek pek mümkün görünmüyor.
Sorun spekülatörler
veya kayıtdışılık mı?
Hindistan’da otoriter başbakan Narendra Modi’nin dolaşımdaki
paranın yaklaşık yarısını (bazı tahminlere göre dörtte üçten daha fazlasını) oluşturan
500 ve 100 rupilik banknotları dolaşımdan çekme kararı 8 Kasım’da ilan edildi.
Yılbaşına kadar bankalarda yapılacak değiştirme sırasında yüksek banknot
değişiminde bulunanlar sorguya çekiliyor. Kayıtdışı servetlerinden vergi
ödemeyenler, “kara ekonomi”ye dahil olarak para kazananların cezalandırılması
amacıyla girişilen bu operasyona karşın banknot değiştirme temposu, hedef
konulanların bir yolunu bularak banknotları değiştirebildiğini ya da
karaborsada daha düşük değere sattıkları eskimiş/eskiyecek banknotlarla küçük
bir fedakarlık yaparak temizlendiklerini gösteriyor. Ancak daha yoksul
eyaletlerde yeni banknotları bekleyenler, kredi ihtiyacını karşılayamayan
çiftçiler ve nakit ekonomisinde aracılık faaliyetleri yürütenler bu süreçte
şimdilik en çok etkilenenler.
Venezuela’da hiper enflasyon ve düşük petrol fiyatları
karşısında kıvranan Nicolas Maduro ise spekülatörlerin işi olarak gösterdiği
istifçilik ve karaborsa ile mücadele amacıyla ülkenin en yüksek para birimi
olan (bütün banknot ve madeni paraların % 48’ini teşkil eden) 100 bolivarlık
banknotları dolaşımdan çekme kararını 11 Aralık’ta aldı. Para çok hızlı değer
kaybettiği için kutularla banknotları değiştirmek üzere sıraya girenler ve
nakit ekonomisinden beslenenlerin huzursuzluğu altı şehirde şiddetli
gösterilere neden oldu. Değişim süresini ilk olarak üç gün şeklinde
açıklamasına karşın Maduro yeni banknotlar yetişmediği için süreyi 2 Ocak’a
kadar uzatmak zorunda kaldı. Venezuela’da hedef resmi ağızlardan kaçakçılık
yapan ve sübvanse edilen ürünleri ucuza alıp Kolombiya’da satan çeteler olarak
açıklandı. Ancak yeni banknotlara geçiş benzer bir şekilde gündelik yaşamlarını
sürdürmeleri ufak aracılık işlemlerine bağlı olanları derinden etkiledi.
Etkisi ne olacak?
Nakit üzerinden işlemlerin önemli bir kısmının gerçekleştiği
ekonomilerde bu aracı kaldırmak işlemin tesisi imkanını ortadan kaldırmak
anlamına gelebilir. Nitekim nakit operasyonunun Hindistan’da ekonomik büyümeye
darbe vurması bekleniyor. Daha yoksul olan eyaletlerde banknot arzı daha yavaş
gerçekleştiği için etki daha ağır bir şekilde hissediliyor. Olayın siyasal yansımaları ise daha çetrefilli. Bir yandan ekonomiye vurulan darbe nedeniyle
faturanın Modi’nin partisine çıkması söz konusu, öte yandan “kara ekonomi”ye
karşı mücadele adı altında yolsuzluk mücadelesini yoksulluk karşıtı mücadeleye
bağlayan iktidar partisinin 2017’deki eyalet seçimlerinden fazla yıpranmadan
çıkması güçlü bir olasılık.
Venezuela’da ise hiper enflasyon nedeniyle ağırlaşan karaborsa
sorununu mevcut banknot değişiminin ortadan kaldırması ya da hafifletmesi söz
konusu değil. Üstelik temel hedefler arasında paranın kayıt altına alınması
bulunsa da dijitalleşme amaçlanmadığı için nakit ekonomisi gücünü koruyacak ve
Maduro’nun ortadan kaldırmayı amaçladığı kaçakçılık karşısında yeni
banknotların nasıl bir olumlu etkisinin olabileceği bilinmiyor. Hükümet karşıtı
hissiyatın derinleşmesine yol açan bu müdahaleye rağmen Maduro hükümetinin
ayakta kalması Petróleos de Venezuela SA ‘nın Ekim ayında gerçekleştirdiği borç takasının tanıdığı zaman zarfında ekonomik toparlanmaya bağlı. Venezuela’nın
toplam döviz girdisinin % 90’ı petrol ihracıyla sağlanıyor. Petrol
fiyatlarındaki kıpırdanma ve takasın sağladığı 2,8 milyar dolarlık rahatlamaya
karşın, yıllık ve dolar bazında % 20’yi aşan getiri oranıyla işlem gören
Venezuela tahvilleri ülkenin borç sorununun aşılamadığını (ve hatta ağırlaşacağını), ekonomik sorunlar
karşısında hiper enflasyonu dizginleyecek önlemlerin alınamadığını gösteriyor
(bkz. FT’den alıntılanan grafik, kırmızılar devlet petrol şirketi PDVSA borç ödemeleri, sarılar devlet tahvili ödemeleri, birim milyar dolar). Banknot operasyonunun esas meseleye
odaklanmayan bir girişim olarak amaca hizmet etmekten çok zarar yaratması
olasılığı güçlü.
Siyasal söylem
Hindistan ve Venezuela’daki banknot değişimleri kara paranın
aklanması sorununa karşı Merkez Bankalarının ve siyasal iktidarların aldığı
önlemler düzlemine yerleşse de örneğin Çin Merkez Bankası’nın 200 bin yuan üstü bütün yurtdışı transferlerin kendisine bildirilmesi (ya da 50 bin yuan üstü herhangi bir işlemde bankanın şüpheli bulursa işlemi bildirmesi) talimatındakine benzer
önlemlerin ötesine geçiyor. Hindistan’daki düzenleme bir yandan da dijital
paraya geçiş tartışmaları ve yeni teknolojilerle işlem maliyetlerinin
azaltılması arayışı arka planına oturuyor. Daha doğrusu uğraşların yoksullukla
mücadeleye bağlanması için böyle bir sihirli dönüşüm ihtimalinden söz edilmesi,
bu unsurun siyasi söylemin bir parçası haline getirilmesi gerekiyor.
Ancak operasyonlar iç siyasete odaklandığı ve kötü
tasarlandığı için bağlantılardan ve ihtimallerden önce ekonomiye etkileri ve çekilen
sıkıntılarını tartışmak gerekiyor. Daha önemli nokta Modi’nin kara ekonomiye
karşı, Maduro’nun çetelere karşı halkın iradesini kendilerinin temsil ettiği ve
halkın arzularının kendilerinde cisimleştiği yönlü açık beyanları ve siyaset
tarzları. Halkı düşmanlara karşı harekete geçiren ya da kendisine karşı
eleştiri ve “komplo”yu halka ve ekonomiye karşı komplo olarak tahayyül eden bu
tarz okuyucuya tanıdık gelecektir. Banknot değiştirme söz konusu olmasa da
diğer geç kapitalistleşen coğrafyalarda bu söylemi 2017’de daha çok görebiliriz.