Kriz Notları Facebook Sayfası

8 Nisan 2016 Cuma

Finansallaşma, Borç Krizi ve Çöküş - İkinci Baskı İçin Okuyucuya Not

Finansallaşma, Borç Krizi ve Çöküş: Küresel Kapitalizmin Geleceği kitabımızın ikinci baskısı çıktı. Kitapta okuyucuların ilk baskı ile ikinci arasındaki değişikleri daha kolay izleyebilmesi için bir not hazırlamıştık, buradan da duyuralım istedik. İyi okumalar!

***

Elinizdeki kitabın ilk baskısı 2014 yılının Mart ayında yayımlandı. Kitabı okuyan ve eleştirilerini ileten dostlarımız ve hocalarımızın önerilerini dikkate alarak ikinci baskı için çalışmayı güncellerken özellikle hem yakın dönemdeki gelişmeleri özlü bir şekilde içermek hem de kitabın genel yapısını bozmamak hedeflerimizi tutturmak istedik. İkinci baskı için hazırladığımız bu not ile hem ilk baskıyı okuyanlar, hem de kitabı ilk kez mevcut haliyle okuyacaklar için yaptığımız değişiklikleri sıralamanın okuyucu açısından kolaylaştırıcı olacağını düşündük.

Aynı Kalanlar:
Bu amaçla özellikle krizin oluşumu, kriz teorileri ve ABD’deki gelişmeler (1. Bölüm) ve kriz sonrası politika tepkilerinin önceki krizlerle karşılaştırılması ve değerlendirilmesi (3. Bölüm) ile ilgili bölümlerde büyük oranda ifade sıkıntılarını gidermek ve kitabın yaklaşımını destekleyen eklemeler yapmakla uğraştık. 

Geliştirilenler:
Avro Bölgesi’nde yaşanan (2. Bölüm) kamu borç krizi / parasal birlik krizi aynı zamanda bir bankacılık sorununa dönüştü ve daha da çetrefil hale geldi. Çok sayıda ülkede farklı zamanlamalarla verilen benzer politika tepkilerini – özellikle kemer sıkma programları ve emek piyasası reformları ancak aynı zamanda bankacılık sektörü düzenlemeleri – ve gelişmeleri kitabın odaklandığı altı ülkede ayrı ayrı ele almaya devam ettik ve bu kısımları güncelledik.



İkinci Baskıda Yeni Eklenenler
Kitabın ilk baskısının son ana bölümü (4. Bölüm) küresel kapitalizmin yakın geleceğine ilişkin beklenti ve olasılıkları tartışıyordu. Bu baskıda kitabın son bölümünün başlığını değiştirmeden koruduk ama içeriğini tamamen yeniledik. Bu yenilemede özellikle 2014 sonrası küresel krizin seyri ile ilgili önemli bulduğumuz gelişmelere yer verdik. Bu bölümde yer verdiğimiz konular arasında, 
(i) küresel krizin üçüncü aşamasına geçilip geçilmediği tartışması, 
(ii) 2016 yılında ABD’de yeni bir resesyon riskinin olup olmadığı, 
(iii) Avrupa’da 2016 başında finansal istikrarsızlığın halen sürmesine bir örnek olarak sentetik CoCo Tahvilleri etrafında yaşanan son çalkantılar ve 
(iv) en son Japonya tarafından uygulanmaya başlanan negatif faiz politikasının hem küresel krizin seryri, hem de merkez bankacılık uygulamaları açısından anlamını gibi gelişmeler var. 
Bu gelişmeleri ele aldıktan sonra ABD, Avro Bölgesi, Çin ve geç kapitalistleşen ülkelerde özellikle son birkaç yıldaki dinamikleri inceleyerek küresel kapitalizmin seyrine ilişkin bir öngörü sunduk.

Dördüncü bölümün ikinci kısmında ilk baskıda olduğu gibi küresel ölçekte yaşanan değişimleri Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve politika tepkileriyle bağlantılandırdık ve alt bölümün son kısmını yeniledik. Bu kısımda, küresel krizin üçüncü aşamasında Türkiye ekonomisinin karşı karşıya olduğu açmazlar ve sorunları ele alarak, en son 64. Hükümet’in bu sorunlarla başa çıkmak için uygulamaya koyduğu ekonomi programını değerlendirdik.


İlk baskıda, krizin ortaya çıkışında etkili olan finansal mimarinin 2008 çöküşü sonrasında da bu ağırlığını korunduğunu ve bunun küresel finansal sistemde yeni çöküş yada iflaslara yol açabileceğini, gelişmiş kapitalist ülkelerde deflasyon ihtimalinin gücünü koruduğunu, Avro Bölgesi’ndeki krizin geride kalmadığını ve Yunan borç sorununun tekrar gündeme geleceğini, küresel krizin özellikle geç kapitalistleşen ülkelerdeki finansal çalkantılarla ve ekonomik yavaşlama ile derinleştiğini ve Türkiye’nin de bu süreçten muaf olmadığını belirtmiştik. 

Bu baskıda da kurumsal yapılanma ile politik tercih ve yönelimlerin yarattığı çıkmaz ve karmaşanın çözümlenmesinden krizin seyrini açıklamak için faydalanmaya devam ettik. Eleştirel siyasal iktisat birikiminden yararlanarak yaptığımız bu tercihin bizi doğru öngörülere sevk ettiğini düşünüyor; ilk baskı okuyucularına ve dostlarımıza tekrar teşekkür ediyoruz.