Kriz Notları Facebook Sayfası

26 Temmuz 2018 Perşembe

TCMB'nin 24 Temmuz Kararı: Yaklaşan #Stagflasyon

Yeni rejimde ekonomi yönetiminin piyasa ile "kavga etmeyeceğinin" ilan edilmesi ve merkez bankasının "hiç olmadığı kadar etkin" olacağı vaadi, doğal olarak, finans kapital tarafından faiz artışı yapılacağı şeklinde algılandı. Bu algı nedeniyle, TCMB'nin 24 Temmuz'daki faizi sabit tutma kararı, piyasada bir "şok" etkisi yarattı. Peki, bu karar, önümüzdeki dönem için bize ne söylüyor? Aşağıda kısaca özetledim.

Para Piyasası Kurulu açıklaması ile başlayalım:
"Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyette dengelenme eğiliminin belirginleştiğine işaret etmektedir. Dış talep gücünü korumakla birlikte iç talebe dair yavaşlama sinyalleri artmaktadır."
Koyu renkle işaretlediğim iki cümle, bir süredir beklenmekte olan ekonomik daralmanın yaklaşmakta olduğunu işaret ediyor. Bu ortamda Merkez Bankası'nın faizi artırmaması, "yumuşak iniş" değil, "sert çakılma" senaryosunun işlediğini gösteriyor. Faizleri daha da artırmak, ekonomik büyümeyi daha da boğacak idi. Şimdi, en azından bir süreliğine, bu daraltıcı etki ertelenmek isteniyor.

Yani, ekonomik daralma beklentisi, "iç talepteki yavaşlama sinyalleri" olarak TCMB açıklamasına yansımış. Bunun enflasyonu da düşüreceği varsayılıyor. Zira önceki deneyimlerde, Türkiye ekonomisinin daraldığı dönemlerde hem cari açık hem de enflasyon düşüyordu. Ancak bu varsayımın yumuşak karnı, kur şoku. Ekonomik daralma, kur şoku eşliğinde gerçekleşirse resesyon olsa da enflasyon düşmeyebilir. Bu durumda karşımıza çıkacak olan senaryo stagflasyonist bir krizdir. Aşağıda Mesele Ekonomi tarafından hazırlanmış, açıklayıcı bir şemayı koydum, bu vesileyle kendilerine teşekkür edeyim.


Kaynak: Mesele Ekonomi

Türkiye 2013'ten beri bu noktaya, yani stagflasyonist sıkışma durumuna üçüncü defa geliyor. 2014'teki süreci şurada, 2017'dekini burada, sonuncusunu da şu yazıda değerlendirmiştim. Tekrar açıklamaya dönelim:
"Fiyat artışlarının alt kalemler bazında genele yayılan bir nitelik gösterdiği dikkat çekmektedir."
Gerek üretici fiyat endeksindeki gelişmeler gerekse kur şokunun etkileri merkez bankasına yukarıdaki gözlemi yaptırıyor. 

Çıkış Stratejisi Nerede?

Peki açıklamada bir "çıkış stratejisi" var mı? Var: "maliye politikasının dengelenme sürecine vereceği katkı" kurtarıcı olarak görülüyor. Top şimdi Hazine ve Maliye Bakanlığı'nda. IMF'siz IMF programı, yani güçlü bir kemer sıkma programı beklentisi gittikçe artıyor. Yakında açıklanacak "100 günlük" programda ve daha da önemlisi, Orta Vadeli Program'da bu beklenti karşılanmazsa, yeni bir kur şoku da yolda.

İletişim Sorunu Mu?

Son olarak bu aşamada meseleyi TCMB hatası, "iletişim sorunu" olarak sunmak epey kolaycı bir açıklama oluyor. Faiz artırımı kararının olmayacağı yönünde bir sinyal verilebilir miydi? Verilebilirdi. Ancak  bunun sonucunda, sadece piyasa tepkisinin zamanlaması değişebilirdi. Krizin yapısal bağlamını dikkate almadan süreci değerlendirmek mümkün değil.