10 Ağustos 2011 Çarşamba

Pazartesi ve Salı "Kara" İdi, Peki Ya Sonrası?

Avrupa Birliği Merkez Bankası Başkanı Jean-Claude Trichet, dün, içinden geçtiğimiz krizin önemine işaret ederken güncel krizi "2. Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük kriz" olarak nitelendirdi. Ardından da Avrupa Birliği Finansal İstikrar Fonu'nda bulunan 440 miyar euronun İtalya ve İspanya gibi büyük ülkeleri kurtarmaya yetmeyeceğini ekledi. Ülke hükümetlerinin alacağı istikrar tedbirlerinin çıkış için önemli olduğunu belirtti.
E, AB Merkez Bankası açıklama yapar da bizimkisi aşağı kalır mı! Geçtiğimiz günlerde aldığı kararlardan sonra piyasa tarafından anlaşılamamaktan muzdarip olan TCMB ise, sonunda gerekçelerini açıkladı: Durgunluk bekliyorum!
Son olarak beklenen FED açıklaması ise, "pozisyon koruma" yönünde geldi.
Evet, Pazartesi ve Salı "kara" idi, Peki ya sonrası?

Merkez bankası tarafından yapılan açıklamanın özellikle 9. ve 10. maddesinde, meramını açıkça ifade etmiş. Dünya genelinde yavaşlama olabilir (biz bunu resesyon beklentisi olarak okuyabiliriz). Özellikle Türkiye'deki ihracatın önemli pazarlarından olan Avrupa'da meydana gelebilecek olan bir durgunluk sonucunda üretim yapısının dış talep boyutu geriler. İç talepte ise, hem kredi genişlemesine karşı alınan önlemler, hem de güncel kriz nedeniyle gerileme sürebilir. Sonuç: "önümüzdeki dönemde iktisadi faaliyetin hızında bir süredir gözlenen yavaşlamanın devam edeceği tahmin edilmektedir".

Merakla beklenen FED toplantısı sonucunda ise, ekonomik büyümenin beklentilerin çok altında gerçekleştiği, işsizliğin arttığı ve ekonomik toparlanmanın oldukça yavaş olacağının beklendiği belirtildi ve sonuç olarak daha önce de belirttiğimiz gibi bir açmazda olan durumu nedeniyle pozizyonunu koruyarak herhangi bir stratejik hamle yapmadı.2013 yılına kadar faizleri değiştirmeyeceğini ilan ederek, en azından şimdilik yeni bir genişleme programı uygulayarak doların dünya değerini düşürecek bir politika izlemeyeceğini ilan etti. Bunda Çin'in yaptığı uyarılar ne kadar etkili bilemiyoruz ancak, ABD ekonomisinin resesyona girmesinden itibaren (ki gelişmeler bunu gösteriyor) FED'in politika değiştireceğini beklemek çok muhtemel.

O zaman şu sorular gündeme geliyor:
  • Krizin hangi aşamasındayız?
  • 2008'deki gibi "köpük" değerler üzerinden çıkan ve bankacılık krizi olarak ortaya çıkan krizden, giderek devlet borçlarından oluşan bir evreye geçilirken, bu iki kriz birbirinin devamı mı?
  • Peki bu iki aşamadan sonra, eğer dünyada ekonomik büyüme sağlanamazsa etkileri çok daha geniş kapsamlı bir evreye mi geçeceğiz?
  • Tüm bu süreçlerden geniş toplum kesimleri nasıl etkilenecek?
Tartışmaya devam edeceğiz.